MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3398 >>

43- Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in Medine'ye Gelmesi ve Halkın Onu Karşılamaya Çıkması

 

1. Enes b. Malik

 

- - (-)

25076 (1)- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicret ettiği zaman Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğe biner, Ebu Bekr de onun terkisine binerdi. Ebu Bekr Şam'a gidip geldiği için yolu biliyordu. Bu sebeple uğradığı kabileler ona: "Önündeki bu adam kim ey Ebu Bekr?" diye soruyorlar, o da: "Bana yol gösteren kılavuzdur" diyordu. Medine'ye yaklaştıkları zaman, Ensar'dan iman edenlerden Ebu Umame ve arkadaşlarına haber gönderdi. Onlar da Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'i karşılayıp: "Emniyet içinde girin. Size itaat edilecektir" dediler. Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'in Medine'ye girdiği gün gibi, hiçbir gün Medine'yi böyle aydınlık ve güzel görmedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatına şahid oldum. O gün kadar karanlık ve kötü bir gün de görmedim."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 7/230 (3905) rivayet etti.

 

 

 

25077 (2)- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'i terkisine alarak Medine'ye yönelmişti. Ebu Bekr, yaşlı bir kimse olup tanınmakta idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise, genç biri olduğundan tanınmıyordu. Ebu Bekr biriyle karşılaştığında adam: "Ey Ebu Bekr! Önündeki şu adam kimdir?" diye sorunca, Ebu Bekr: "Bana yol gösteren bir kılavuzdur" cevabını veriyordu. Bilmeyenler, Ebu Bekr'in bu sözü ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yol kılavuzu olduğunu söylemek istediğini sanıyorlardı. Oysa o, hayır yolunu gösteren bir rehber olduğunu söylemek istiyordu. Yolda iken Ebu Bekr dönüp arkasına baktı. Bir suvarının kendilerini yakalamak üzere olduğunu gördü ve: "Ey Allah'ın Nebii! Şu süvari bizi yakalamak üzere" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasına dönüp baktı ve: ''Allahım! onu yere serr dedi. Bunun üzerine at süvarisini yere attı ve kalkıp kişnemeye başladı. Sonra adam: "Ey Allah'ın Elçisi! Bana dilediğini emret!" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yerinde dur ve kimsenin gelip bize ulaşmasına müsaade etme'' buyurdu. O adam, sabahleyin Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) saldıran bir kimse idi. Ama akşamleyin onun koruyRcusu oldu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'nin kara taşlık mevkiinde konaklayıp Ensar'a haber gönderdi. Onlar da gelip kendilerine selam verdiler ve Ebu Bekr ile ona: "Güven içinde ve itaat görerek bineklerinize binin" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Ebu Bekr de bineklerine binip yola çıktılar. Ensar da çevrelerini silahlarla kuşatıp onları koruma altına aldılar. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geliş haberi yayılınca onu karşılamak üzere çıktılar ve: "Allah'ın Nebii geldi" dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yola devam edip Ebu Eyyub'un evinin yanına geldi. Ev halkı ile konuşmakta iken Abdullah b. Selam, onun sesini duydu. Abdullah, kendi ailesine ait bir hurmalıkta çalışmakta idi. Aceleden elindeki sepeti bırakmadan gelip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına oturdu. Onun sözlerini dinleyip ailesine döndü.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yakınlarımızdan hangisinin evi, buraya daha yakındır?'' diye sorunca Ebu Eyyub: "Benim evim ey Allah'ın Resulü! Evim şudur, kapım da şudur" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Git, bizim için bir istirahat yeri hazırla'' buyurunca, Ebu Eyyub gidip istirahat yeri hazırladı ve gelip: "Ey Allah'ın Resulü, sizin için istirahat yeri hazırladım, Allah'ın bereketiyle kalkıp gelin ve istirahat edin" dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), istirahat yerine geldiğinde Abdullah b.

Selam, yanına gelip şöyle dedi: "Senin, Allah'ın hak Nebii olduğuna şahadet ederim. Getirdiğin şeylerin gerçek olduğuna tanıklık ederim. Yahudiler bilirler ki, ben onların efendisi ve efendilerinin oğluyum. Onların en bilgilisi ve en bilgin şahsiyetlerinin oğluyum. İstersen onları çağır ve bunu kendilerine de sor." Yahudiler gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

onlara şöyle dedi: ''Ey Yahudi topluluğu, yazıklar olsun size! Allah'tan korkun! Kendisinden başka tanrı bulunmayan Allah'a yemin ederim ki, siz de benim Allah'ın gerçek resulü olduğumu bilmektesiniz. Ve yine benim getirdiğim şeylerin gerçek olduğunu da bilmektesiniz. Öyleyse Müslüman olun. '' Yahudiler, onun böyle demesine karşılık olarak üç kez: "Gerçek olduğunu bilmiyoruz" dediler.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Bu kanalla Buhari (3911) rivayet etti.

26717 (2)'de tekrar edecektir.

 

 

 

25078 (3)- Enes b. Malik der ki: Ben de: "Muhammed geldi" diyen çocuklar arasında koşuyordum ve bir şey göremi.,yordum, Sonra bir daha: "Muhammed geldi" diyorlar, ben koşuyor, ama bir şey göremiyordum. Sonunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve arkadaşı Ebu Bekr geldiler. Medine'nin kara taşlıklarından birinde duruyorduk. Bedevi halkından birini geldiklerini Ensar'a bildirmesi için gönderdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'i Ensar'dan beş yüz kişi karşıladı. Ensar: "Güven içinde ve itaat görerek yola devam edin" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve arkadaşı onlar arasına gelince Medine halkı dışarıya çıktılar. Hatta kız çocukları evlerinin üstüne çıkıp: "Hangisi Nebi, hangisi Nebi?" diyorlardı. O gün gibisini daha önce hiç görmemiştik. Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye girdiği ve vefat ettiği gün gördüm. O günlere benzer başka bir gün görmedim

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Abd b. Humeyd (1269) rivayet etti.

 

 

 

25079 (4)- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicret ederken Ebu Bekr onun terkisinde yolculuk yapıyordu. Ebu Bekr, Şam'a gidip geldiği için (uğradıkları yerlerde) tanınmaktaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise tanınmıyordu. Karşılaştıkları kişiler: "Ey Ebu Bekir! Önündeki şu adam kimdir?" diye sorunca, Ebu Bekr: "Bana yol gösteren bir kılavuzdur" cevabını veriyordu. Medine'ye yaklaştıklarında kara taşlık denilen mevkide konakladılar ve Ensar'a haber gönderdiler. Ensar gelip:

"Güven içinde ve itaat görerek kalkın" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Medine'ye girişine şahit oldum. O gün gibi güzel ve aydınlık bir gün görmedim. Vefat ettiği güne de şahit oldum. O gün gibi kötüsünü ve karasını görmedim.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tirmizi (3618), İbn Mace (1631) ve Darimi (88) rivayet ettiler.

 

 

2. Enes b. Malik

 

- - (-)

25080- Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman sevinçlerini göstermek için Habeşliler mızraklarıyla oyun oynadılar."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (4923) rivayet etti. 19930 (2)'de tekrar etmiştir.

 

 

3. Cabir b. Abdillah

 

- - (-)

25081 - Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman develer veya sığırlar kestiler. Ravi, bir defasında "Deve kestiler" derken, bir defasında da: "Sığır kestiler" ifadesini kullanmıştır.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (3747) rivayet etti.

 

 

4. Ebu Eyyub

 

- - (-)

25082- Ebu Eyyub der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicret ettiği zaman Ensar kimde kalacağı konusunda aralarında kura çektiler. Kurada Ebu Eyyub çıkınca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun evinde kaldı. Bundan dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hediye olarak yemek geldiği zaman ondan Ebu Eyyub'e de verirdi. Bir defasında Ebu Eyyub eve girince bir tabak soğan yemeği gördü. Evdekilere: "Bu ne?" diye sorunca: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdi" dediler. Bunun üzerine Ebu Eyyub, Nebi'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) baktı ve: "Ey Allah'ın Resulü! Sen neden bundan yemedin?" diye sordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İçinde soğan olduğunu gördüm'' buyurdu. Ebu Eyyub: "Soğanı yemek helal değil mi?" diye sorunca, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Tabi ki helalı siz yiyin. Ancak size gelmeyenler (melekler) bana geliyor (kokusuyla rahatsız etmek istemem)'' karşılığını verdi,

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (5996) rivayet etti.

18535 (2)'de tekrar etmiştir.